Aile içi şiddet özetle; Bir kişinin eşine, çocuklarına, yakın akrabalarına karşı fiziki kaba kuvvet uygulamak, ruh sağlığını etkileyecek biçimde sözlü ve bedeni şiddet uygulamak, ekonomik ve sosyal özgürlüklerini kısıtlamak veya engellemek, aile bireylerini ihmal etmek ve ihtiyaçlarını karşılamamak olarak tanımlanabilir.
Toplumumuzda aile içi şiddet denildiğinde ilk akla gelen genelde koca tarafından, eşine ve çocuklarına yönelik şiddet gelmekte ise de Aile içi şiddetin mağdurları; Eşlerden kadın veya erkek, çocuklar, yaşlılar, nişanlılar, bakıma muhtaç olan engelliler olabilir.
Halen tüm dünyada varolan Aile içi şiddet farklı çeşitleri ile karşımıza çıkmaktadır. Şiddet uygulama
1- Fiziksel Şiddet: Tokat atma, sarsma, hırpalama, dövme, sopa vs. cisimler ile vurma, kesici aletlerle yaralama veya tehdit etme, ateşli silahlar ile tehdit, zorla evlendirme, cinsel ilişkiye zorlama , ırza geçme, eve hapsetme ve hatta öldürme şeklindedir.
2- Duygusal şiddet: Aile fertlerine karşı bağırma, başkalarına karşı küçük düşürme, gurur zedeleyici sözler söyleme, küfretme, her türlü tehdit, herhangi bir davranış tarzına zorlama, sosyal iletişim kurmalarını önleme gibi fiziksel baskı kullanmadan kişiye manevi ve psikolojik baskı uygulama ise duygusal şiddet uygulama kapsamındadır.
3- Ekonomik şiddet: Ekonomik imkanların kısıtlanması, çalışma özgürlüğünün kısıtlanması, malvarlığına el koyma, malların rıza dışında kullanılması veya zorla çalıştırma şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Aile içi şiddetin nedenleri ise toplumdan topluma değişmekle beraber, genel olarak karşımıza aile fertleri arasındaki geçimsizlik, aile fertlerinin sorumluluklarını yerine getirmemesi, fiziksel veya psikolojik rahatsızlıklar, kişilik bozuklukları, ekonomik sorunlar, aldatma, alkol ve uyuşturucu madde gibi bağımlılığı, sosyal ve kültürel aykırılıklar, örf ve adet farklılıkları, işsizlik, ekonomik krizler gibi sosyo ekonomik nedenler olarak sayılabilmektedir.
Aile içi şiddet hakkında yasal durum ve koruma:
Aile içi şiddete maruz kalanlar için 1998 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan Ailenin Korunmasına Dair 4230 sayılı kanun aile içi şiddetin cezalandırılması ve ailenin korunması için çeşitli düzenlemeler ve müeyyideler öngörmüştür.
AİLENİN KORUNMASINA DAİR KANUN
Kanun Numarası : 4320
Kabul Tarihi : 14/1/1998
Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 17/1/1998, Sayısı: 23233
Yayımlandığı Düstur : Tertip: 5, Sayfa :
Madde 1 – Türk Kanunu Medenisinde öngörülen tedbirlerden ayrı olarak,
eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile
bireylerinden birinin aile içi şiddete maruz kaldığını kendilerinin veya Cum-
huriyet Başsavcılığının bildirmesi halinde, Sulh Hukuk Hakimi re’sen meselenin mahiyetini gözönünde bulundurarak aşağıda sayılan tedbirlerden bir ya da bir kaçına birlikte veya uygun göreceği benzeri başkaca tedbirlere de hükmedebilir:
Kusurlu eşin;
a) Diğer eşe veya çocuklara veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile birey-
lerine karşı şiddete veya korkuya yönelik davranışlarda bulunmaması,
b) Müşterek evden uzaklaştırılarak bu evin diğer eşe ve varsa çocuklara
tahsisi ile diğer eş ve çocukların oturmakta olduğu eve veya iş yerlerine yaklaşmaması,
c) Diğer eşin, çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile birey-
lerinin eşyalarına zarar vermemesi,
d) Diğer eşi, çocukları veya aynı çatı oltında yaşan aile bireylerini ile-
tişim vasıtalarıyla rahatsız etmemesi,
e) Varsa silah ve benzeri araçlarını zabıtaya teslim etmesi,
f) Alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmış olarak ortak
konuta gelmemesi veya ortak konutta bu maddeleri kullanmaması.
Yukarıdaki hükümlerin tatbiki maksadıyla öngörülen süre altı ayı geçemez ve kararda hükmolunan tedbirlere aykırı davranılması halinde tutuklanacağı ve hürriyeti cezaya hükmedileceği hususu kusurlu eşe ihtar olunur.
Hakim bu konuda mağdurların yaşam düzeylerini gözönünde bulundurarak tedbir nafakasına hükmeder.
Birinci fıkra hükmüne göre yapılan başvurular harca tabi değildir.
Madde 2 – Koruma kararının bir örneği mahkemece Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi olunur. Cumhuriyet Başsavcılığı koruma kararının uygulanmasını zabıta marifetiyle izler.
Koruma kararına uyulmaması halinde zabıta, mağdurların şikayet dilekçesi
vermesine gerek kalmadan re’sen soruşturma yaparak evrakı en kısa zamanda Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirir.
Cumhuriyet başsavcılığı koruma kararına uymayan eş hakkında Sulh Ceza
Mahkemesinde kamu davası açar. Bu davanın duruşması yer ve zaman kaybına bakılmaksızın 3005 sayılı Meşhut Suçların Muhakeme Usulü Kanunu hükümlerine göre yapılır.
Fiili başka bir suç oluştursa bile, koruma kararına aykırı davranan eşe ay-
rıca üç aydan altı aya kadar hapis cezası hükmolunur.
Madde 3 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 4 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.