26 Tem 2010 @ 12:03 

Bir uluslararası anlaşmanın, resmen onaylandıktan sonra “anayasaya aykırılık” nedeniyle iptal olunması, uluslararası hukuk açısından birtakım ciddi sorumluluklara yol açabilir. Bu nedenle, onaylanmış bir anlaşmanın anayasa yargısı denetimi dışında tutulması yerindedir. Ancak Türk anayasasıyla bağdaşmaz hükümler içerdiği savlanan metinlerin, onay aşamasından önce Anayasa Mahkemesi’nce denetimden geçirilebilmesi de gerekir.

Ana muhalefet Partisi CHP’nin, Akkuyu’da nükleer santral kurulmasını öngören kanunun anayasaya aykırılığı savıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurma girişimi, “uluslararası anlaşmaların Anayasa Mahkemesi’nce denetlenmesi” konusunu yeniden gündeme getirmiş görünüyor. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, anayasanın 90. maddesi karşısında, böyle bir başvurunun “anayasaya aykırı olduğunu” saptamış ve bu görüşünü açıklamış. AKP Grup Başkanvekili, CHP’nin, Akkuyu’da nükleer santral kurulmasına ilişkin kanunu, Anayasa Mahkemesi’ne götürme kararını değerlendirirken, “CHP’nin konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götürmesi anayasanın 90. maddesine aykırı bir başvurudur” demiş.

Anayasanın ilgili hükmüne göre tüzel kişiler (ve doğal olarak siyasal partiler) de içinde olmak üzere “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” (m.36/I). Ana muhalefet partisinin, anayasadan aldığı yetkiyi kullanarak Anayasa Mahkemesi’ne başvurması “meşru vasıta ve yollar” dışında bir yöntem midir? Anayasa Mahkemesi’ne yapılmış başvuruda bir yanlışlık, savların hukuksal dayanaklarında yetersizlik saptanırsa, dava mahkemece reddolunur; böyle bir durum yoksa dava kabul edilir ve kanun iptal edilir.

Anayasanın bu konuyla ilgili hükmü şöyledir: “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası anlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiası ile Anaysa Mahkemesi’ne başvurulamaz.” (madde 90/son f. ilk tümce).

Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasının “anayasaya aykırı” olduğu sözünün ciddiye alınıp tartışılabilmesi için, öncelikle sorulması gereken husus; bu aşamada ortada “usulüne göre yürürlüğe konulmuş bir uluslararası anlaşma” olup olmadığıdır. Anayasanın 90. maddesinin anlamını ve geçmişini bilenler, 1924 Anayasası’nın “devletlerle mukavele ve muahede akdi” yetkisini TBMM’ye veren hükmün, 1961 Anayasası ile yürürlükten kalkmış olduğunu bilirler. Günümüzde TBMM’nin, uluslararası anlaşmalarla ilgili yetkisi, “onaylamak” değil, “onaylamayı bir kanunla uygun bulmak”tır. Onay işlemi, uluslararası hukuk kuralları uyarınca, yürütme organınca, yani hükümetçe yapılır.

Nitekim, söz konusu 6007 sayılı kanunun adı da bunu göstermektedir: “TC Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti arasında ( …) Akkuyu sahasında bir nükleer güç santralı tesisine ve işbirliğine ilişkin anlaşmanın onaylanmasının uygun bulunduğu hakkında kanun”. Bu aşamada, ortada usulüne göre onaylanmış bir uluslararası anlaşma metni değil, TBMM’ce kabul edilmiş bir kanun vardır. Bu metin, her kanunda bulunan yürürlük ve uygulama maddeleri dışında tek bir maddeden oluşsa da bir kanundur. Kanunların, anayasaya şekil ve esas bakımından uygunluğunu denetlemek de Anayasa Mahkemesi’nin başlıca görevidir (AY. m. 148). Anayasa Mahkemesi, 6007 sayılı kanunla onaylanması uygun bulunan metnin, AY m. 90 anlamında bir “uluslararası anlaşma” olup olmadığını saptamak durumundadır.

Uluslararası sorumluluk

Onaylanmış bir uluslararası anlaşmanın, onay işleminden sonra “anayasaya aykırılık” gerekçesiyle iptal edilmesi, devletin o anlaşmayla kabul ettiği yükümlülükleri yerine getirememesi sonucunu doğurur. Bu da, uluslararası hukuk karşısında devleti güç durumda bırakabilir. Böyle bir durumda, anlaşmanın niteliğine ve kapsamına göre (ve ne yazık ki, günümüz dünyasında devletin uluslararası ilişkiler alanındaki gücüne göre) değişen ölçülerde, birtakım yaptırımların uygulanması söz konusu olabilir. Anayasadaki “usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası anlaşmaların” anayasaya aykırılığının denetlenmesini engelleyen hükmün varlık nedeni budur.

Ancak Türk anayasasıyla bağdaşmaz nitelikte hükümler içerdiğinden kuşku duyulan anlaşmaların da, yargı denetiminden geçirilebilmesini sağlamak gerekir. TBMM’ce kabul edilmiş bir kanun ve yasa değişiklikleri Anayasa Mahkemesi’nce anayasaya uygunluk denetiminden geçirilebilirken, anlaşmaların bütünüyle denetim dışı kalması, anayasanın temel ilkelerinden olan “hukuk devleti” kavramıyla bağdaşmamaktadır.

Bu noktada,1961 Anayasası’ndan bu yana, çok büyük bir eksiklik, her vesileyle karşımıza çıkmaktadır. Bu, kısaca “öndenetim” denilen denetim türünün, 1961 Anayasası metninden -deyim yerindeyse- son dakikada çıkarılmış olmasının sonucudur. Bu konudaki olgusal bilgileri ve eleştirilerimi, gerek bu sütunlarda gerek başka yerlerde yıllardır açıkladığım için, burada çok kısa olarak yineliyorum: 1961 Anayasası’nın hazırlık evresinde, anayasanın bütününü kapsayan, sistematik üç tasarı (taslak) ortaya çıkmıştı: Kısa adlarıyla “Ön-Tasarı” (Onar Tasarısı), “SBF Tasarısı”, “Temsilciler Meclisi Tasarısı”. Anayasa Mahkemesi’ne anlaşmalar konusunda bir tür ön-denetim yetkisi tanıyan bir düzenleme, üç tasarıda da yer almıştı. Anayasa Mahkemesi’ni bütünüyle devre dışı bırakan hüküm, görünüşe göre, Kurucu Meclis’in askeri kanadı MBK’nin kararıyla anayasaya girmiştir. Askeri kanadın bu tutumunun nedenlerinin açıklanması tarihe karşı bir görevdir.

Ön-denetim nedir?

Bizim Anayasa Mahkememizin, uluslararası anlaşmalarla ilgili denetim yetkisinin olmamasına karşılık, bazı devletlerde anayasa mahkemelerinin, kısaca ön-denetim dediğimiz türden bir yetkisi vardır. Bunun örneği, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanmış olan uluslararası anlaşma niteliğindeki protokollerin, Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nce denetimden geçirilmesinde görülmüştür.

Ön-denetimin kabul edildiği sistemlerde, devletin anayasasıyla bağdaşmaz hükümler içerdiği ileri sürülen uluslararası anlaşmalar, onaylanmadan önce Anayasa Mahkemesi’nin denetiminden geçirilmekte; anayasaya aykırı bulunan anlaşmaların onaylanmasına olanak bulunmamaktadır. Ortada henüz onaylanmış bir anlaşma bulunmadığı için, devletin uluslararası sorumluluğu da söz konusu olmamaktadır.

Sonuç

Bir uluslararası anlaşmanın, resmen onaylandıktan sonra “anayasaya aykırılık” nedeniyle iptal olunması, uluslararası hukuk açısından birtakım ciddi sorumluluklara yol açabilir. Bu nedenle, onaylanmış bir anlaşmanın anayasa yargısı denetimi dışında tutulması yerindedir. Ancak Türk anayasasıyla bağdaşmaz hükümler içerdiği savlanan metinlerin, onay aşamasından önce Anayasa Mahkemesi’nce denetimden geçirilebilmesi de gerekir.

1982 Anayasası’nın “demokratikleştirilmesi” adı altında tutarsız ve birbiriyle uyumsuz hükümlerden oluşan “paket”ler hazırlanırken, Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nde bulunan yetkinin niçin bizim Anayasa Mahkememizden esirgendiği de sorulmalıdır.

Türkiye Barolar Birliği’nin isteği üzerine, aralarında bulunmaktan onur duyduğum bir grup hukukçu tarafından hazırlanan ve bir kitap olarak yayımlanan gerekçeli TC Anayasa Önerisi (TBB yayını, 1. bası Ekim 2007) bu ön-denetimin nasıl yapılacağını göstermiştir (Öneri m.103). Özetle, onaylanması öngörülen anlaşma metni, TBMM’ye sunulacak, cumhurbaşkanı, siyasal partiler ya da 20 milletvekili 30 gün içinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak denetim isteminde bulunabilecektir. Anayasa Mahkemesi’nce, “anayasa ile bağdaşmaz” bulunan metinler onaylanamayacaktır.

Cumhuriyet Gazetesi- Rona AYBAY

Benzer Haberler :

  • Ermenistan Mahkemesi’nin Kararı

  • Kılıç: Bugün oldu yarın ne olur bilinmez

  • Ermenistan: Protokolleri iptal edebiliriz

  • Anayasa Mahkemesi’nin kararı ne anlama geliyor?

  • Türkiye-Ermenistan arasında kriz çıktı

Yasa

Not: Bu hukuk haberi sitemize ait olmayıp, otomatik olarak sağlanan bu içerik için herhangi bir sorumluluk kabul etmemekteyiz. Bu nedenle habere ait Kaynak bağlantı adresi için : Haber Hukuk


Yazıda katkısı bulunan avukatlar:
Av.Feyz Pazarbaşı
Av.Mehmet Sait Pazarbaşı
Av.Fatoş Berna Pazarbaşı Dilan

Anayasa Mahkemesi ve Uluslararası Anlaşmalar konusunda uzman avukat ile iletişim talebinde bulunarak hukuki danışma için Randevu - Adres - Telefonlar bağlantısını ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
https://www.pazarbasi.av.tr/anayasa-mahkemesi-ve-uluslararasi-anlasmalar/
Bugün: 19-Mar-2024 11:42:59
Dünya saati: 19-03-24 08:42:59
Yazının yazıldığı tarih ve gün : 26/07/2010Pazartesi

Son arananlar:

Yazar: Pazarbaşı Hukuk Bürosu
Değişiklik: 26 Tem 2010 @ 12:03

EmailPermalink
Etiketler


 

Yorumlar » (Yok)

 

Yorum yapma kapalı!


 Last 50 Posts
 Back
Change Theme...
  • Users » 1
  • Posts/Pages » 9,831
  • Comments » 0
Change Theme...
  • VoidVoid
  • LifeLife
  • EarthEarth
  • WindWind
  • WaterWater
  • FireFire
  • LightLight « Default

Anasayfa



    No Child Pages.

Avukatlar



    No Child Pages.

Hukuksal Kavramlar



    No Child Pages.